Kılıçdaroğlu Muğla’da: “Bütün Kadınlar Memur, İşçi, Emekli ve Çocuklarının Rızkı Gibi Maaşını Düzenli Olarak Bankadan Alacak…
HABER: MEHMET AKGÜN-Kamera: FATİH NAZIM EFE
Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu Muğla’da; “Kadın güçlüyse toplum güçlüdür. Bizim yapmamız gereken şu: Değişim istiyorsak sandık başına gideriz. Hiçbir evde hiçbir çocuğun aç yatmayacağı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. O yüzden” Aile nafaka sigortası getireceğiz Tüm kadınlara sosyal güvence Devlet devlet olacak Tüm kadınlar memur, memur, emekli gibi maaşlarını düzenli bir şekilde bankadan alacak, çocuklarının nafakasını sağlayacak dedi.
Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla’da miting düzenledi. Mitinge; Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katıldı. Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“85 MİLYONUN BAŞKANI OLACAĞIM”
“Son dönemde AK Parti’ye veya MHP’ye oy vermiş bir arkadaşımızı sandık başına giderken ikna edip mi alacağız? En zoru bu biliyorum ama en değerlisi başarmak. Çünkü Türkiye’nin değişime ihtiyacı var, Türkiye Barışa ihtiyacı var.” Türkiye’nin kucaklanmaya ihtiyacı var. Türkiye’nin ayrışmaya değil, bir arada olmaya ihtiyacı var. Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, engellisiyle bu güzel memlekette huzur içinde yaşamak istiyoruz. 85 milyona bir sözüm var: 85 milyonun başkanı olacağım.” Ayrım yapmayacağım. Herkesi kucaklayacağım. Bunlar gibi olmayacağız. Toplumu bölmeyeceğiz. Toplumu bölmeyeceğiz. Toplumu kutuplaştırmayacağız, Ahlakı yöneteceğiz, devlette adaleti sağlayacağız, Kadın-erkek eşitliğini sağlayacağız, Şartlar ne olursa olsun kadına şiddeti en sert şekilde önleyeceğiz.
“KADIN GÜÇLÜ OLURSA TOPLUM DA GÜÇLÜ OLUR. BU NEDENLE KADINA GEREKEN ÖNEMİ VERECEĞİZ”
Şunu da bilmenizi isterim: İlk sözüm hanımlardan olsun. Yaşamanın bedelini en acılı ve derinden yaşamış kadındır. Pazara gittiğinde pazardaki yangını görür ve mutfağına taşır. Bu vesileyle kızını okula götürürken beslenme çantasına ne koyacağını düşünür. Çünkü diğer arkadaşlarının rahatlıkla tükettiği yiyecekleri tek bir şekilde beslenme çantasına veremez. İnanın ekmeğin ortasına salça koyup beslenme çantasına koyduğunuzu da biliyorum.
Dolayısıyla kadın ne kadar güçlüyse toplum da o kadar güçlüdür. Kadın ne kadar eğitimli ise toplum da o kadar eğitimlidir. Bu nedenle hanıma gerekli değeri vereceğiz. Şimdi yapmamız gereken şu: Değişim istiyorsak sandık başına gideceğiz. Hiçbir meskende hiçbir çocuğun aç yatmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Bir çocuk açsa, unutmayın; Bu 85 milyon aç. Bir çocuk kışın karanlıkta ya da soğukta kalıyorsa, unutmayın ki hepimiz karanlıkta ve soğukta kalıyoruz. Bu yüzden Aile Yardımı Sigortasını getireceğiz. Bütün kadınların toplumsal güvencesi devlet olacaktır. Tüm kadınlar, tıpkı memur, memur, emekli gibi düzenli bir şekilde bankadan emekli maaşını alacak, çocuklarının geçimini sağlayacak. Hiçbir fakir aile, ben fakirim diye bana yardım edin diye bir cümle kullanmaz. Çünkü sosyal devlet aslında yardımını sağlayacaktır. Şunu unutmayın: sosyal devlet sizin garantiniz olacaktır.
“TARLADA, BAĞDA VE BAHÇEDE ÇALIŞAN KADINLAR VE GENÇLER… SOSYAL GÜVENLİK PAYLARININ TÜMÜNÜ DEVLET ÖDEYECEK”
Tarlada, bağda, bahçede çalışan kadınlar ve gençler… Bunların tüm sosyal güvenlik primlerini devlet ödeyecek ve zamanı geldiğinde tüm kadınlar tam emeklilik haklarına sahip olacak. Böylece kırsal boşalmış olmayacak. Köyler boş kalmayacak.
“CUMHURİYETİN 100. YILINDA 100 ÖĞRETMEN ATAYACAĞIZ”
İşsizlik olduğunu biliyorum. Öğretmenler randevu bekliyor. Bütün köy okullarını açacağız. Cumhuriyetin 100. yılında 100.000 öğretmen ataması yapacağız. Böylece kırsalda; Çocuğumu okula götüreceğim diye şehir merkezine gelmeyecek, öğretmen orada olacak. Beslenme çantası kederi olmayacak.
“Ulusal kurtuluş savaşından sonra demokrasi mücadelemizi inşallah güçlendireceksiniz.”
Gençler… Hazır mısınız? Gençler… Sizler benim de umudumsunuz. 5 milyon 300 bin genç ilk kez sandıkta oy kullanacak ve bu ülkeye demokrasi getirecek. Bu nedenle oyununuzun Millet İttifakı için ne kadar değerli olduğunu asla ve asla unutmayın. Bu ülkeye demokrasi getireceksin. Mayıs ayında Milli Mücadele’den sonra verdiğimiz demokrasi çabasını inşallah pekiştirirsiniz. Sana güveniyorum.
“HER ŞEYİMİZ VAR AMA ÇİFTÇİYİ TOPRAĞA ÇIKARDIKLARI İÇİN EKİBİ HAREKETE GETİRMİYORLAR”
Kırsal kesimde sadece öğretmenler mi olacak? Hayır. Öğretmen olacak, veteriner olacak, ziraat teknikeri olacak. Köyler gerçek bir üretim merkezi olacak. Hiçbir üreticiyi yerin dibine sokmayacağız. Hiçbir üretici israf etmez. Buğday, et, hayvancılık, mısır yurt dışından geliyor. Sudan’da arazi kiraladılar. Oraya dikecek olanlar Türkiye’ye getirecek. Türkiye cennet gibi bir ülke. Çalışkan insanlarımız var. Her şeyimiz var ama çiftçiyi rencide ediyorlar diye alet kesemiyorlar. Boşa harcıyorlar. Onu boşa harcamayacağız. Bundan emin ol. Bahar tekrar gelecek. Hem köyde hem de şehirde tatmin olacak.
“3 MİLYON 600 BİN GÖÇMENİMİZ VAR. YETKİLİ VERDİĞİNİZDE SON 2 YIL İÇİNDE TÜM SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİ SURİYE’YE GÖNDERECEĞİZ”
Bildiğiniz gibi 3 milyon 600 bin göçmen ve sığınmacımız var. Bize yetki verdiğinizde en geç 2 yıl içinde tüm Suriyeli kardeşlerimizi Suriye’ye göndereceğiz. Böylece Suriye’ye veda edeceğiz. Şundan emin olun: Kaç yıldır konut sahibiyiz çok şükür ama artık yeter. Kendi ülkelerinde daha keyifliler. Irkçılık yapmadan köylerini, okullarını, meskenlerini Avrupa Birliği fonlarıyla biz yapacağız, müteahhitlerimiz yapacak, biz taşıyacağız, oraya yerleştireceğiz. Bundan dolayı gençlerimiz iş gücüne sahip olacak. Senin de bundan emin olmanı istiyorum.
“22 YILDA YURTDIŞINA GÖNDERDİKLERİ PARA 418 MİLYAR DOLAR. SON YÜZYILINI GETİRECEĞİM VE BU MİLLETE VERECEĞİM”
22 yıl mamaya doyamadılar. Beş yerden maaş alanlar, altı yerden maaş alanlar var. Hepsini uzmanlara götürdüm. 22 yılda yurt dışına götürdükleri para 418 milyar dolar. Son kuruşuna kadar indirip bu millete vereceğim. Kemal Bey’in bunu izleyeceğini düşünürler. Onlar değil. O parayı hangi bankaya yatırdığını biliyorum. Bütün dünya biliyor, ben değil ama aranmıyor, isteyeceğiz. Hiçbir uluslararası mahkeme, bir devletin soyulmasına evet demedi. Bütün kararlara baktık, bütün kararları inceledik.
“LONDRA’DAKİ CHELSEA’DA VİLLALARI VAR, BİLMİYORUM DÜŞÜNÜYORLAR”
Peki Amerika… Amerika’nın en pahalı yeri Manhattan Adası. 35 katlı gökdelen yaptılar. Muhammed Ali Clay’in çiftliğini satın aldılar. Chelsea, Londra’da villaları var. Bunu bilmediğimi düşünüyorlar. Attığın her adımı biliyorum. O binaları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin malı olarak Türkiye’ye getireceğim. Sen malı alacaksın, Kemal Bey izleyecek. Açık ve net söylüyorum, ben insan hakkını yemem ve insan hakkını yemem. Ben şunu söylüyorum, kul hakkı yemem, insan hakkı yedirmem. Ama böyle bir cümle kullanamazlar.
“NASIL YAŞADIĞINA İNAN, KEMAL BEY BAŞARACAKTIR”
Saraylarda yaşamakla ilgilenmiyorum. Ne saray, Allah aşkına. Senin gibi mütevazi yaşıyorum. Bir evim var, yani hepiniz mutfağımı biliyorsunuz. Ne muhteşem bir mutfağım var. Keyifli bir evimiz var. Barış içinde yaşıyoruz. Ne saray, Allah aşkına. Allah aşkına, halk açlıktan kırılırken, mutfaklarda ateşler yanarken siz saraylarda mı oturuyorsunuz? Nasıl yaşarsan inanın Kemal Bey o kadar yaşar. Mütevazi yaşayacak. Bir siyasetçi topluma örnek olmalıdır.
“ÇANKAYA HALKIN VE SİZİN ÇANKAYA’DIR”
Allah bana sizlerin oylarıyla cumhurbaşkanı seçildiğimde saraya değil, Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya’sına gitmeyi nasip etsin. Birlikte gideceğiz. O Çankaya senin halkının Çankaya’sıdır. Hocam ampül yanmıyor söndürelim diyor. Oldukça havalı. Çıkış yolu sandığa gitmektir. Oy kullanacağız, ampulü birlikte söndüreceğiz.
“‘MALLARIMI İNCELEMEZSENİZ, AÇIKLAMAZSAN NAMESİNİZ’ DEDİM”
Kendi tarihimize uygun olarak, bu ülkenin şanına ve gururuna sahip çıkarak… Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğunuzda bu ülkenin prestijini korumak zorundasınız. Bakın bu bir beka sorunu diyorlar, zaman zaman konuşuyorlar ve bunun için CHP’yi suçluyorlar. Beka’nın ne olduğunu biliyor musun? Gerçek hayatta kalma sorunu? Devleti yöneten bir numara mal varlığı yüzünden tehdit ediliyorsa, Trump’ın “Bakın beni kızdırmayın, mal varlığınızı ifşa ederim, dünyaya anlatırım” dediğinde tek bir cümle dahi kullanılmaz ise, bu irade, o iradenin teslim edildiği anlamına gelir. Ben böyle bir durumda olsam ve bana ‘Bak Kemal Bey kızdırma, mal varlığını ortaya çıkarırız, inceleriz’ deseler. ‘Mallarımı incelemezseniz, ifşa etmezseniz, ‘Şerefsizsiniz’ derdim. Bunu söylerdim. Peki ya varlıklar, alın teriyle kazandık, sorun bitti. Ama sen malı alıp o parayı dışarı çıkarırsan, dışarıdakiler seni ele geçirir.
“Vatanseverlik EĞER BENİMLE YURTİÇİ EDEBİYAT YAPMAZSINIZ”
Bizi terörle suçluyorlar. Ne zaman bir şey olsa hemen Kılıçdaroğlu’na takılıp kalıyorlar. Her şeyde Kılıçdaroğlu. ah arkadaş terör örgütünün saldırısına uğrayan kişi benim ve bir askerimiz şehit oldu. Sen oğlunu, çocuklarını paralı askere gönderirken, ben fakirin oğlu gibi oğlunu askere gönderenim. Vatanseverlik ise benimle vatansever edebiyat yapamazsınız. Hele konu milliyetçilikse benim yanımda asla milliyetçi olamazsınız. Kuzey Irak’ta askerin başına çuval geçirildiğinde neden konuşmadın? neden konuşmadın Yuhalamaya gerek yok, sandığa gideceğiz, oy kullanacağız. sandık sandık.
“MİLLİYETÇİ ÜLKE HİÇBİR ÇOCUĞUN YATAKTA ASILI OLMAYACAĞI BİR TÜRKİYE İNŞA EDER”
Suriye’de 34 askerimiz şehit oldu. Nerede nefes aldılar? Putin’in sarayında, kapısında. Putin ne yaptı? Kronometreyi çalıştırdı. Koridorda oturdu. Sonra gel dedi, aldı ve koltuğa oturttu. Ne konuştuklarını bilmiyorum. ey arkadaş şehit olan askerimiz. Özür dileyeceklerse bizden de özür dilemeliler. Neden oraya gittin, neden o kapıda bekledin? Neden o kapıda bekledin? Seni neden beklettiler? Hesabı verildi mi verilmedi mi? İşte Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarı burada devreye giriyor. Türk lirası şu anda değer kaybediyor. Gelecek kaygısı taşıyan herkes ya euro’yu, doları ya da altını elinde tutmaya çalışıyor. O yüzden bize milliyetçilik dersi vermesinler. Bir milliyetçi kendi ülkesi için çalışır. Milliyetçi, kendi ülkesinde hiçbir çocuğun aç yatmadığı bir Türkiye kurar. Milliyetçi Süleyman Şah Türbeyi özlemez. Milliyetçi bayrağına saygı duyar.
“HÜKÜMET OLARAK ÖDEYECEĞİZ”
Bizim iki kırmızı çizgimiz var: vatanımız ve bayrağımız. Bu kadar. Nokta. Bunu yaptığın andan, söylediğin andan itibaren her şey biter. Dolayısıyla çalışırken ve üretirken ne kadar güçlüysek dünyaya karşı da o kadar güçlü olacağız. Göreceksiniz, beş yıl sonra Akdeniz Havzası’nın en güçlü devleti olacağız. Beş yıl sonra İstanbul’un nüfusu 2 buçuk milyon azalacak. Beş yıl içinde Samandağ’dan Mersin’e uzanan havza, Akdeniz’in en büyük üretim merkezi haline gelecek. Beş yıl sonra göreceksiniz Kayseri, Çankırı, Yozgat’ı İskenderun ve Mersin limanlarına demir ağlarla bağlayacağız. Oradaki fabrikalar malları demiryolu ile taşıdıkları zaman, ihracat için tüm lojistik masrafları devlet olarak biz ödeyeceğiz.
“TÜM ÜNİVERSİTELER BİLGİ ÜRETECEK”
Boşalan Anadolu’da fabrikalar olacak. İnsanlar çalışacak ve üretecek. En değerli işleri katma maliyeti yüksek üreteceğiz. Bütün üniversiteler bilgi üretecek. Herkesin fikrine saygı duyacağız, karşıt fikirlere saygı duyacağız. Düşünmek ve sorgulamak kadar değerli bir şey yoktur. Eğitimin özü nedir biliyor musunuz? Çocuğun merak duygusunu ne kadar yükseltirseniz eğitim o kadar başarılı olur. Çocuğun merak duygusu gelişir. Eğitim de büyüyecek. Bunu hocalarımız yapacak. ve üniversitelerimiz bilgi üretecek. Bunların hepsini yapacağız. Paniğe kapılmayın.
“SİYASETTE KALICI OLMAYI DÜŞÜNMÜYORUM”
Böyle bir ünlü olmaya hiç niyetim yok. Siyasette nasıl kalınır hiçbir fikrim yok. Bu ülkeyi ayağa kaldıracağız, bu ülke büyüyecek, huzur içinde olacak, bu ülkede kardeşlik, barış, huzur, her şey gelecek, devletin yıkılan sütunlarını yeniden inşa edeceğiz ve torunlarımla gideceğim. , Onlarla bir yerlerde hayatıma devam edeceğim. Bu benim en büyük dileğim. Herkes için böyle olmasını istiyorum.
“BU POLİS BENİM İNSAN KARDEŞİM DEĞİL. ONUN DA İHTİYACI VAR. ONU ROBOT GİBİ GÖRÜYORLAR”
“SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN, YEM ÖĞRETMENİ, KADRO ÖĞRETMENİ… BÖYLE BİR RAHMET VAR MI?”
Öğretmenlerin zorluklarını biliyorum. Sözleşmeli hoca, ücretli hoca, takım hocası… Bu nasıl bir manyaklık? Biri 50 alıyor, biri 100 alıyor, biri 2000 alıyor. Yoksa devlet böyle mi işliyor? Öğretmen öğretmendir. Ben de taşeronları tanıyorum. Onların sorunlarını da çözeceğiz. Devlet saygın bir devlet olacak ve halkına hizmet edecek.
“BAŞKANLIĞIMI KURMAK İSTEYEN İKİ GRUP VAR. BİRİ BEŞLİ ÇETELER. 2. İLAÇ BARONLARI”
Başkanlığıma engel olmak isteyen iki grup var. Bunlardan biri beş kişilik çeteler. Beşli çetelerin yapmadığı ayıp yoktur. geleceğim, geleceğim. Yarım kalmış yetimin hakkını burnunuzdan çıkaracağım. Kimse endişelenmesin. İkincisi uyuşturucu baronları. Dünyanın parasını kazanıyorlar. Vatandaşlık veriyorlar. Sonra milyarlarca dolar kazanıyorsunuz ve bu para Türkiye’de aklanıyor. Uyuşturucu çetelerinin ne yaptığını en iyi polisimiz bilir. Siyasi otorite polisin elini kolunu bağladığı için polisle de yetinemiyor. Başkan olduğumda Allah’ın izniyle şunu söyleyeceğim: Uyuşturucu çetelerinin kökünü kazıyacaksınız. Sana kim karışırsa bana söyleyeceksin. Bir sorun var ama bir de analiz var.”